Çocuklar için, Topluluk için Felsefe! İşte karşınızda P4C !
Onlar, hayatları felsefe olmuş, dopdolu, zarif, felsefeci üç kadın. Birbirleri ile yolları İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü koridorlarında kesişen bu üç kadın, hayatlarından, ne birbirlerini ne de felsefeyi çıkartmışlar. Nihan Peker Antepe, Deniz Taşo, Serap Suvaroğlu’ndan bahsediyorum…Her biri kariyerli, bilgili, donanımlı güçlü kadınlar. Öyle bir yola çıktılar ki beraber, hem heyecanlılar hem de öğretmek, öğretirken de beraber öğrenmek istiyorlar. Onlar P4C eğitmenleri ama her şeyden önce bu tekniğe gönül vermiş, hayata bakış açıları yapmış kadınlar. P4C tekniği ile “iyi ahlaklı ve kendisiyle beraber başkalarının da iyiliğini düşünen nesiller yetiştirebilmek” en büyük gayeleri. Düşündürmek, sorgulatmak ise tek uğraşları…Dertleri, çocuğundan yetişkinine herkesi P4C ile tanıştırmak, iyileştirmek! Kendileriyle benim mesleki merakım yüzünden biraz çocuklar üzerinden sohbet etmiş olsak da onlar yetişkinler içinde birçok proje ile geliyorlar! Kendileriyle, düşünmek ve düşündürmek üzerine uzanan keyifli, tadımlık bir röportaj yaptık, haklarında daha fazla bilgi için kesinlikle röportajımızdan sonra www.p4c.com.tr adlı sitelerine bir göz atın derim!
P4C’yi hiç duymayan birine anlatacak olsak, nedir bu P4C?
Nihan Peker Antepe: 1960 yılında ilk kez Amerika’da, felsefe profesörü Matthew Lipman tarafından ortaya çıkarılmış olan bir pedagojidir. Lipman, Harvard Üniversitesinde ders verirken, öğrencilerinin akıl yürütme becerilerinin yetersiz olduğunu görür ve kişiye bu beceriyi kazandırmak için üniversite çağının çok geç kalınmış olduğunu düşünerek, bu becerinin kazanılabilmesi için okul öncesi döneme kadar inilmesi gerektiğini savunur. P4C’nin tam açılımı ise Philosophy for children ve Philosophy for Communities ‘tir. Tekniğin logosunda 4C yi görürsünüz, bu C’ler İngilizce adlarını düşünürsek sırasıyla; Eleştirel düşünme(Critical Thinking), Yaratıcı düşünme(Creative Thinking), İşbirliğine dayalı düşünme(Collaborative Thinking) ve Özenli düşünme(Caring thinking) olmak üzere dört düşünce biçimini simgeler. İşte bizler, bu düşünce biçimlerini temel alarak düşünmeyi öğretmeyi amaçlayan tekniğe P4C diyoruz. Matthew Lipman hep ‘Düşünmek Öğretilir’ der. Bizim işimizin özü de bu! Gencine, yaşlısına, çocuğuna ‘Düşünmeyi öğretmek’.

Çocuk demişken, P4C’yi bir sınıf ortamında düşünürsek, nasıl bir sınıf ortamı gereklidir bu teknik için ve sınıfta süreç nasıl ilerler?
Serap Suvaroğlu: Fiziksel ortamda en önemli olan şey, çocukların birbirini görebilecek şekilde, birbirlerinin farkında olacakları bir çember şeklinde oturmalarıdır. Öğretmen burada “kolaylaştırıcı” rolündedir. Süreci, Kolaylaştırcı’nın ortama soktuğu teknik içinde uyaran dediğimiz bir hikaye, resim, müzik veya film başlatır, sonrasında sorgulamaya başlama süreci gelir. Bu sürece öğrencilere sorulan sorular ile başlarız. Görünenin arkasındakini sorguladığımız gizli sorularımız ve direkt sorduğumuz açık sorularımız vardır. Bu sorularımız üzerinden çocuklar ya da yetişkinler cevap vermeye başlayarak sürecin akışını sağlarlar. Aldığımız cevaplardan bir kavram haritası oluşturarak da devam edebiliriz, tüm cevapları tek tek tahtaya yazarak da…Böylece çocuklar da bir saati bulan, yetişkinlerde de iki saati de bulabilen bir soruşturma süreci başlar. Bu sürecin bitiminde kolaylaştırıcı toparlama yapar ve sonuçta herkesin kendi düşüncesini ifade edebildiği, demokratik bir sorgulama süreci gerçekleşmiş olur. Kendi okulumda da (MEF Okulları) kullandığım bu tekniğin, birçok farklı öğrenci üzerinde nörolojik, davranışsal ve sosyal alanda çok büyük katkıları olduğunu birebir deneyimledim. Bu yöntemin anaokulundan itibaren hayatımıza girip, kademe kademe uygulandığını bir düşünün. İşte bu, çok yönlü, önyargısız, eleştirel ve birlikte hareket etmeyi bilen nesillerin yetişmesi demektir.
Nihan Peker Antepe: Bu noktada şunu belirtmek isterim ki, bizler çocuklara bu teknikle filozofları anlatmıyor “izm”lerden bahsetmiyoruz. Amacımız soruşturan çocuklar, nesiller yaratmak ve yaşama farkındalık sağlamak.
Deniz Dilmener Taşo: Matthew Lipman’ın bir sözü var “Biz şimdiye kadar hep başkalarının düşüncelerinin keyfini çıkardık”. Bizde diyoruz ki, işte şimdi P4C ile kendi düşüncelerimizin tadını çıkartma vaktidir.
O zaman hemen sormak istiyorum, çocuklarla birlikte, bu teknik ile sorgular ve düşünürken çocuk edebiyatı size yardımcı oluyor mu?
Nihan Peker Antepe: Tabii ki. Örneğin “Kurbağa ve Murbağa” kitabındaki hikayeler, “Bal gibi felsefe”, “Küçük filozoflar serisi” gibi birçok felsefi çocuk kitabı Türkçe olarak mevcut. Bu açıdan inanılmaz şanslıyız. Bizler çocuk kitaplarını çok taradık, aralarından felsefi altyapısı olanları bulduk, bu araştırmaya ek olarak çocuk kitabı yazma atölyelerine katıldık hatta kendimizde yazmaya başladık. Yani işin bu kısmında da aktif ve donanımlıyız.
İşin içinde bu kadar olmanız çok hoş. Peki hepinizin bir eğitmen geçmişi var o yüzden sormadan geçemeyeceğim, gözlemlerinize dayanarak sizce eğitmenlerin bu tarz alternatif öğrenme yöntemlerine yaklaşımı nasıl?
Serap Suvaroğlu: Olumlu diyebilirim. Kendi çalıştığım kurumda arkadaşlarım bu tekniği öğrenmek istiyorlar. Hatta bazı arkadaşlarım derslerinde bu tekniği uyguluyorlar. Dileğimiz bu teknikle ülkenin her ücra köşesine ulaşmak, halka halka çoğalmak.
Nihan Peker Antepe: P4C’nin eğitim alanındaki en güzel yanlarından biri, sadece felsefe alanında değil tüm branşlara uygulanabilir oluşu. Dünyanın bir çok ülkesinde, bir çok eğitimci derslerinde bu yöntemi kullanıyor. Bunun Türkiye’de ki eğitimciler tarafından kesinlikle deneyimlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Gelelim yetişkinlere…P4C’yi yetişkinlerle çalışırken hangi konulara değiniyorsunuz?
Deniz Dilmener Taşo: Yetişkinlerde değerler felsefesi üzerine gidiyoruz. Değer verdikleri değerleri daha derinlemesine düşünebiliyorlar. Yetişkinlerde düşünceler daha katılaşmış olduğu için değişik durumlarla karşılaşıyoruz. Örneğin, kendi fikrinin kabul edilmemesini kendine bir saygısızlık olarak algılayabiliyor. P4C ile yetişkinlerdeki bu köşeli düşünceleri nasıl daha esnek hale getirebiliriz üzerine yoğunlaşıyoruz. P4C’nin süreç içinde kişiyi nasıl olgunlaştırdığını takip edebiliyor ve gözle görülür bir şekilde açık fikirli bireyler olma yolunda ilerlediklerini deneyimliyoruz.
Nihan Peker Antepe: Bence çağımızın ciddi bir problemi olan depresyon için de P4C iyi bir çözüm yolu. Çünkü depresyon aslında bir varoluşsal sorun. Yetişkinler, bu teknik sayesinde bu sorunu tartışabilecekleri bir zemin buluyorlar. Özgüven, farkındalık, dil becerileri, hitabet kuvvetleri bir anda gelişiyor, değişiyor. Bunun sonucu olarak yetişkinlerden oluşan, soruşturan bir topluluk oluşuyor. Kendilerine, hayatlarına, çekinmeden ve çok yönlü bakabilen bireyler olarak ayrılıyorlar aramızdan.
Bu ekibinin P4C’ ye dair gelecek plan ve projeleri nelerdir?
Deniz Dilmener Taşo: Biraz büyük düşünmek ve her çocuğa dokunmak istiyoruz. Maalesef Türkiye’de tüm çocuklar eşit sartlarda eğitim alamıyor. Türkiye annesi hapishanede olan çocukların hapishane koğuşunda büyüdüğü tek ülke. Biz de bu konuda bir şeyler yapmak istiyoruz. Maddi durumu iyi olan çocuklarla yaptığımız eğitimlerden elde ettiğimiz gelirleri hapishanedeki, yetimhanedeki çocuklara da ulaşmakta kullanmak istiyoruz.
Nihan Peker Antepe: İş dünyasında da aktif olmak planlarımız arasında. Fikirlerin birlikte düşünülerek üstesinden gelinme durumu iş dünyasında düğüm haline gelmiş durumda. Bizler P4C ile bunun da üstesinden gelinebileceğine inanıyor ve bu alanda, çalışanların eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini kazanmaları üzerine kurumlarla işbirlikleri içinde olabilmeyi planlarımız dahiline aldık. Üçümüzün de P4C tekniğinin daha fazla yetişkin ve çocuğa ulaşabilmesi için eğitmen yetiştirme yeterliliği var. Bu alana eğitmen yetiştirmek ve bu vesile ile daha fazla yerde P4C’nin kullanıldığını görmek bizler için çok büyük mutluluk. Ana okulları ile çalışmalarımız devam etmekte buna ek olarak üniversiteler ile ortak sertifika programları açmak istiyoruz. Gerçekleşmiş olan önemli projelerimizden biride, Türkiye’de ilk olan ve P4C alanında ki bilgi eksikliğinin giderilebileceği, aynı zaman da merak eden herkesin bizlere ulaşılabileceği bir alan olan internet sitemiz www.p4c.com.tr nin açılmış olması, sitemiz, tekniğimizi ve kendimizi ifade edebilmemiz için çok güzel bir olanak sağladı.
Sitenizin açılmış olmasına çok sevindim. Sohbetimizin sonlarına gelmişken P4C yi sizlerden tek bir cümle ile alsam?
Deniz Dilmener Taşo: P4C ile tanışmak herkesin hakkı! Derim.
Serap Suvaroğlu: Özgürleşmek ve yaratıcı düşünmek istiyorsak, P4C diyebilirim!